20 Nisan 2011 Çarşamba

S A N A T I C I N P L A T F O R M U - RÖPORTAJI -

Röportaj : SANATİÇİNPLATFORMU / CAN BORA ARPACIOĞLU
Konuk : Elektronik müzik sanatçısı, evrensel müziğe şahsi buluşlarını kazandıran, üreten, yaratan, radikal bir isim konuğumuz. BARAN GULESEN

Hurry-up with Baran Gulesen

-Selamlar Baran.Nasılsın?
Seninle bu sohbeti yaptığımız için daha da iyiyim teşekkür ederim.

-Müzik tınısı ile tanışmandan bahseder misin?
Babam ve onun yaptığı çeşitli mikserler sayesinde tanıştım tınılarla. Mikserlerin üzerinde çeşitli tonlama ayarları olur bilirsin, müzik dinlerken bir yandan seslerin tiz bas ayarlarını yapardık hoşumuza giden en iyi ses tonunu yakalamak için. Daha sonra tek telli bir gitarım vardı, smoke on the water çalardım onunla, çeşitli parçalar çıkarırdım. Fakat tek teli olduğu için melodik ve dinamik olarak tek tel üzerinde anlamlı birşeyler çalmak için sesi değiştirmen gerekli, zira evde de fazla ses olmaması için teli biryandan diğer elimle kapatıp çalar, tek telden çıkan sesin tonunu değiştirirdim. Bu gibi şeylerle farkketim sesin ne kadar güçlü bir şey olduğunu. En basit haliyle ses skalasındaki tiz bas ayarlarının ufak değişimleri bile duygu durumunu değiştirebileceğini farkettim. Tını kavramıyla da taaaa o zamanlar tanıştım işte. Ama tabi o zaman bilmiyordum tınıyı filan, sadece sesle eğlenip çeşitli efektler yapıyordum kendimce, daha sonraları okuyunca fark ettim ki bunun adı tınıymış..

-Pisagor’dan bugüne gelen, notanın sana bahşettiği hayattı bizimle paylaşır mısın?Toplumuzdaki yaygın yargı “müzik kulağı var bunda” gibi bir şey değil sanırım?
Nota bildiğin gibi kayıt teknolojileri yayılmadan önce bir kağıt üzerine yazılıp satılan, müzisyenlerin eserlerini farklı coğrafyalara göndermesi ve diğer müzisyenlerin uzaktaki müzikleri çalabilmesi için basılan bir nevi şifre. Günümüzde de müzisyenler arasındaki ortak bir dil. Bu dili bilmeyen müzisyenlerin hayatlarında birşeyler eksik. Benim için sullar seller gibi nota okumanın bir anlamı yok. Dili nekadar iyi bilirseniz o dili o kadar iyi kullanırsınız burası önemli fakat bu dile hapsolmak gerekmez. Ben önce sesle ilgileniyorum, müziğimi diğer müzisyenlerle paylaşıp, yazdığım eseri birlikte çalabilmek için notaya döküyorum. Sormuş olduğun soruya dönersek notanın bana müzik yazarken kazandırdığı büyük bir anlamı yok, ama matematiksel olarak üzerinde oynamalar yaparak müzik üretmek keyifli bir uğraş, veya eski bir eseri notalarına bakarak takip etmeyi seviyorum. Sizi bir dile ait kıldığı için kendinizi yalnız hissetmiyorsunuz.

-Her coğrayanın kendine özel bir yaşayış ve bununla birlikte müzik kültürü varken, Türkiye’de elektronik müzik yapmanın halini anlatır mısın?
Elektronik müzik diyince Tükiye de ilk akla gelen disko müziği, bizzzzzz, 300 500 gibi seslerin belirli bir ritimde oluşmasından oluşuyor, bilirsin sende. Elektronik müzik en basit haliyle, elektronik aletler yardımıyla yapılan müzik türüne verilen bir isimdir. Birde onu kayıt etmek, bilgisayar üzerinde işlenmek, kayıt edilirken kullandığın enstrüman gibi yan faktörleri var. Sesin akustik olarak çalınıp bilgisayara aktarıldıktan sonra veri olarak vuku bulmuş halide cabası. Zira akustik enstrümanlarla çıkarılan sesler kayıt edilip bilgisayarlarla işlendikten sonra sıfır ve birlerden oluşan bir veri yumağı olur. Güzel veya kötü ses dediğimiz şey o kadar tanımsız ki... Benim müziğe bakışım da biraz tanımsız bu doğultuda. Ben ses hatıralarımı kayıt ediyorum. Bunu elektronik sayesinde yapıyorum ve müziğimi hatıralarımın bütününden oluşturuyorum. Derler yaa.. “Kendimi böyle ifade ediyorum” işte bende yaşadıklarımı seslerle ifade ediyorum. Yaptığım bu aşamaların çoğunda elektronikten yararlandığım için yaptığım müziğe elektronik müzik diyorum. Neyse ki internet gibi bir mecra varki sadece Türkiye ve çevremizdeki müziklerle ilgilenmek ve "alahım anlaşılır olmaya çalışmalıyım" gibi bir tepki ile müzik üretmek zorunda kalmıyorsunuz. Ben hatıralarımı paylaşıyorum. Facelemak, twitlemek gibi bir şey aslında, birileri de ilgi gösterip kendi hatıralarıyla özdeşlik kuruyor. Bunu yaparken müzik gibi evrensel bir dili kullanabildiğim için yani yer ve sınır gözetmediğimden mutluyum.

-İnterneti yoğun kullandığın ve teknolojiyi takip ettiğin aşikar.Bize yurt dışı çalışmaların ve projelerinden bahseder misin?
Siz bahsedin, http://barangulesen.com sitesinden çalışmalarıma ulaşabilirsiniz.

-Hangi ülkeler yoğunlukta takip ediliyorsun?Çalışmalarının ilgi alanı hangi coğrafya?
http://soundcloud.com diye bir web sitesi var. Oraya müzik yüklediğiniz zaman hem müziklerinizin belirli saniyelerine yorum alabiliyorsunuz hemde dinleyicinin hangi parçayı hangi ülkeden daha çok dinlediğini anlıyorsunuz. Bende çalışmalarımı öncelikle http://soundcloud.com/barangulesen adresine yükleyip takipçilerimden yorumlar alıyorum. Yorumlar ve takipçiler dediğiniz gibi daha çok yurt dışından. Sitenin aynı zamanda coğrafyalara göre dağılımı olan bir şablonu da var, yani dünya çapında müziklerinizin nerede dinlendiğini görebiliyorum. Bu durumda yurt dışından sırasıyla United States, Austria, Canada, Germany, Netherlands , United Kingdom, Russian Federation, Azerbaijan gibi bir sıralama görmekteyim.

-BrN+ ile müzik severlere ulaştınız. Ardından HColors EP sini yayınladınız, Bu projen ve sonrasında gelişen Art&Experiment-Voice İstanbul çalışmalarını anlatır mısın?
Üretmeye, öğrenmeye ve seslerle uğraşmaya devam ediyorum. BrN + tek kişilik bir sahne performans projesiydi forumlarda BrN nickiyle yazıyordum. Müziklerimide bu nick ile paylaşıyordum. Daha sert birşeyler yaptığımda yanına bir artı koydum, bir baktımki BrN+ diye Bir şey çıkmış ortaya. Daha sonrasında çalışmalarımı toplayıp BrN+ nickinide atıp hColors isminde bir ep yayınladım. http://barangulesen.com/hcolors/ep.html adresinden dinleyicilere bedava indirme imkanı sunuyorum. Art&Experiment 'de benim blog sitem sanatsal ve deneysel çalışmalarımı yapıtğım, aslında bütün çalışmalarımın toplanmış hali diyebiliriz. Günlük bir blog olarak başlayan Art&Experiment'in üzerinden yıllar geçti dönüp ilk entre girdiğim zamana baktım 06 02 2008 , üzerinden dört sene geçmiş. Birçok yeni çalışma yapmışım diye düşünüyorum. Art&Experiment benim kişisel dışavurumumdur diyebilirim. Voice of İstanbul'a gelirsem geçerkten o da ilginç daha önce bahsettiğim gibi onun adı artık “a part of istanbul” :) Istanbulun sesi değilim ama bir parçasını artık özümsedim diyebilirm :) Albüm kayıtlarını (2008 di doğru hatırlıyorsam) elimde iki tane koca mikrofon,  kulağımda kulaklık İstanbul'un sesleri kayıt ederek başladım. Elimde 2 terebaytlık İstanbul seslerinin arşivi oldu. Samatya sahilinde denize giren insanlar, Fındıkzade cuma pazarında bağıra çağıra satış yapan esnaf, Taksim ve Beyoğlu caddelerindeki polisler, telaş, endişe ve karışık duygular :) İstanbul'a düşen yaz yağmurları, Mecidiyeköy otobüs durakları, tranwaylar metrolar, durak anonsları, meyhaneler, Sultanahmet ve Ayasofya içinde yansıyan sesler bu elektronik senfoninin, bir bakıma müzikalin temel armonisini oluşturmaktadır. www.myspace.com/voiceofistanbul dan albümün bir kısmını dinleyebiliyorsunuz.

-"Çizmeli Kedi isimli oyunun müziklerini yaparken istemsizce sadece tiyatroya müzik yapmak için kurulmus bir müzik grubudur.” cümlesiyle tanımlanan Tiyatro Müzikleri grubunu kurdun. Grup ve faaliyetleri hakkında bizleri bilgilendirir misin?


Bu grubu kurmamın nedeni o sıralar sadece tiyatro ve insanlarıyla çok içli dışlı olma sebebimdi. Ayrıca tiyatroya müzik yazmak için iş alan bir arkadaşım vardı. O birgün bana bir oyun müziği siparişi aldığını söylerek geldi. Konuyu bana anlattııktan sonra müziklerin hepsini bir gecede elime bir gitar alarak besteledim, siparişi alan arkadaşımda bunları söyledi. Bütün ses editlerini genel kompozisyonları, enstrüman seçimlerini miks ve mastering aşamalarınıda yaklaşık iki haftada tamamladım. Çok hızlı ve keyifli bir süreçti benim için, aynı zamanda sonuçtan da çok memlunduk. Fakat sonrasında müzikler çok beğenilip sahnelendiğinde müzik kısmında sadece siparişi alan arkadaşımin isminin afişte yer alması beni biraz hayal kırıklığına uğrattı.  Fakat facebook üzerinden kurmuş olduğum tiyatromüzikleri grubu çok sevidi. Her müzisyeninde katkıda bulunabileceği bir ortam oldu diyebilirim.  Bende elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum. Aynı zamanda o gruba sonradan bir Genel müdür ve bir Teknik sorumlu ekledim. Böylece Tiyatro müzikleri gibi büyük bir sorumluluğu üzerinden hafiflettim. Facebook.com/tiyatromuzikleri adresinde müzisyenler ve tiyatroseverler gruba göz atabilirler. Orası tiyatro severlerin müzik konusunda yardımlaşabileceği bir nevi buluşma adresi gibi bir şey oldu. İsteyenler müziklerini paylaşıp ihtyacı olan tiyatro topluluklarına müzik yazabiliyorlar. Sonuç olarak tiyatromüzikleri internet üzerinden devam etmesiyle gelişen güzel bir oluşum oldu diyebilirim.

-Tiyatro Müzikleri ile dahil olduğun sahne sanatları beraberinde diğer sanatlarla ilgili çalışmalarda yapmakta mısın?

Evet aynı zamanda tiyatro ve yerleştirme sanatı için çeşitli etkileşimli programlar yazıp aynı zamanda Vj lik yapıyorum. PureData, Arduino gibi programlarla yazdığım bu programların kodlarını web sitemde paylaşıyorum. Hareket takip programım , elektronik aşk yüzüklerim, piezo manyetikli davulum ve joystick ile yaptığım donanım ve programlar oldukça ilgi görüyor. Bir çok değişik sistemde değişik amaçlara hizmet eden etkileşimli projelerim ve donanım araçlarım var. Ben bunları enstrüman olarak kulanıyorum. Ama bunu sadece müzik enstrümanı olarak algılama lütfen, resim yapan bir ressamın fırçası bir enstrümandır bilirsin onun gibi.. Aslına bakarsan sahne sanatlarını tümünden keyif alarak ilgileniyorum. Yakında tiyatroya dekor yapmaya bile başlayabilirim :)) Benim için üretmenin bir sınırı ve mesleği yok. Kendimi bu yüzden artist olarak tanımlıyorum. Bu yaz X-Yaşam diye bir tiyatro oyununun yaratıcılığını ve yönetmenliğini üstlendim. Sende biliyorsun ki üzerinde baya çalıştık kafalar yorduk. Çeşitli iletişimsizlik ve kendimizi anlatamamak birazda acemilik yüzünden oyunu sahneleyemedik, fakat hala üzerine çalışıyorum, uygun bir yer ve zaman diliminde insan ve bilgisayar etkileşimi başlığındaki bu oyunu sahneleyeceğizdir. Oyunun sessel olarak özet akışı var :)) Eee tabi halk tiyatrosuyla iletişime geçemedik bu gibi nedenler yüzünden, neyse... merak edenler http://barangulesen.com/xyasam/xyasam.html adresinden oyuna ulaşabilirler. Bu yaz (2011) Haziran 1 - 4 arası İstanbul vjfest 'te hem bir etkileşimli bir ekranla yaptığım bir yerleştirme, hemde Pure Data ile yaptığım video dosyalarını canlı olarak değiştirmeyi sağlayan programlarımla yer alacağım. yazdım. Bu festivalede görsel sahne sanatlarıyla ilgili herkesi bekleriz. Detaylar için http://www.vjfestist.org/ adresine bakabilirsiniz.
Aynı zamanda seninde söylediğin gibi sanatiçinplatformu isminde yazar bir arkadaşımın sahip olduğu, sanat başlıklı, facebook üzerinde paylaşımlar yapılan aslında bir facebook sitesini inceliyorum . Paylaşılan sanatsal işleri fikirsel, soyut ve somut anlamda, daha çok güncel hayatın içinden bakarak internet üzerinden yazışarak, aramızda tartışıyoruz. 332 sanatseverin üye olduğu ve içinde sürekli paylaşım yapılan bir sanatiçinplatform'u. Tanımadığımız insanların sanat başlığı altındaki çalışmalarını inceliyorum. Oluşumu kimi zaman kapatıyoruz, kimi zaman köklü bir değişimle yenilemeye çalışıyoruz. Sürekli üzerinde kafa yorduğumuz ve bizi güncel olarak canlı tutan bir oluşum sanatiçinplatformu.

-Web @rt | DIGITAL PAINT ile renkli bir dünyaya götürüyorsun. Alice in Wonderland kıvamında bir tat mıdır bu?


Alice in Wonderland hoş bir benzetme. Bunu görmen çok hoş. Ben bu tarz proglamlar yazarak yapabilme yetimin sınırlarını genişletmeye çalışıyorum ve aslında ilgilendiğim ve uğraştığım interaction projelerinin hafif ve paylaşılması eğlenceli versiyonu. Aslında kendisi internet üzerinden çalışan bir programdır. Siteye girip boş bir tuvale fare ile çizimler yapıyorsunuz. İsterseniz programı http://barangulesen.com/circleoncircle.html adresinden indirip yaptığınız çizimi bilgisayarınıza kayıt edip de kullanabiliyorsunuz. Bu programı Processing ismindeki açık kaynak kodlu bir programla, grafikerler soyut objeleri kolayca yaratabilirler diye yazdım. Circle on Circle 'la isminden de anlaşılacağı gibi renkli daireler içinde daireler yapıp bunları texture kaplama olarak kullanabilirsiniz. Kullanma kılavuzuna bakarak programı indirip kullanabilirsiniz. Gerisi gelirmi şuan için bilmiyorum ama circle on circle gibi geometrik şekillerin hepsini oluşturabilceğiniz bir arayüz programını boş zamanlar uğraşı olarak sürdürmeye devam ediyorum. Aslında kendisi internet üzerinden çalışan bir programdır. Siteye girip boş bir tuvale fare ile çizimler yapıyorsunuz. İsterseniz programı http://barangulesen.com/circleoncircle.html adresinden indirip yaptığınız çizimi bilgisayarınıza kayıt edip de kullanabiliyorsunuz. Bu programı Processing ismindeki açık kaynak kodlu bir programla, grafikerler soyut objeleri kolayca yaratabilirler diye yazdım. Circle on Circle 'la isminden de anlaşılacağı gibi renkli daireler içinde daireler yapıp bunları texture kaplama olarak kullanabilirsiniz. Kullanma kılavuzuna bakarak programı indirip kullanabilirsiniz. Gerisi gelirmi şuan için bilmiyorum ama circle on circle gibi geometrik şekillerin hepsini oluşturabilceğiniz bir arayüz programını boş zamanlar uğraşı olarak sürdürmeye devam ediyorum.


-Postmodern Felsefe, getirileri ve götürüleri.Müziğin evrenselliğinde kendi felsefeni mi yaratmak niyetindesin?

Felsefe insanı insan yapan şeydir. Felsefeniz yoksa sizin varolmanızın bir anlam ifade etmeyeceğini söyleyebilirim. Bende kendi felsefemi yaptıklarımla yansıtmaya ve yaşatmaya çalışıyorum.

- Peki, bu kez André Breton ve Gerçeküstücülük.

Severim hayranıyım tavsiye ederim. Başka türlü nasıl yaşanır ki.. :)

-Tüm bu günlük gelişen teknolojiyi takip edip, müziğe yeni enstrümanlar kazandırmak nasıl bir çağrışım yapıyor sende?

Üretmek aslında, yaptığım üretmekten başka bir şey değil. Kimi zaman bir müzikle, kimi zaman elektronik bir enstrümanla, kimi zaman bir program, kimi zaman digital bir çizimle geliyor aslında dışavurumculuk bunun adı bilirsin. Hayal ediyorum ve teknolojiyi takip ederek bunları gerçekleştirmeye çalışıyorum, aynı zamanda öğreniyorum da . Yeni bir teknoloji size yeni şeyler öğretiyor. Zira kitaplardan da öğreniyoruz fakat teknolojiyle öğrendiğinizi uygulama şansınız var . Teknoloji size bir araç sunuyor, bizlerde o aracı nasıl kullanacağımız seçiyoruz. Bende teknolojiyi kendi seçtiğim şekilde kullanıyorum ve seviyorum. Hayatı kolaylaştırıyor ve düşleri gerçekleştiriyor. Eh bu da beni keyfili kılıyor.

-Ruh halinden bahsetmeni istiyorum?

Şu anda biraz susadım, önce su içip sonrada kahve yapmayı planlıyorum içermiydin ? :)


-Son olarak, yeni projen "Young". Dinleyiciye yeni bir albüm ile ve çok sayıda parçayla, elektronik müziği sunuyorsun. Kayıt çalışmaların, başlangıcı ve son aşamasına kadar olan süreci bizlere anlatır mısın?Nasıl doğdu Still Young?

YOUNG içinde electronik sesler barındıran aslında deneysel bir kıvamda elektronik bir albüm. İçinde klasik müzikten tut jazz, pop, rock ve deneysel armonik yapılarında sık sık duyulduğu daha çok sahnede performans yapmaya yönelik aslında deneysel ama bir okadarda keyifli genç bir albüm. Sürecin nasıl başladığı aslında biraz karışık. Kayıt fikri annemin ayağını kırmasıyla Ankara'da başladı :) Yıllardır ayrı yaşamış olmanın verdiği bir ev hayatından sonra bir süre için bile olsa ailemle birlikte yaşamaya başlamak gerçekten çok keyifli bunuda ekelemeden edemiycem. Psikolojik olarakta inanılmaz rahatlık verici. Anneannem annemle birlikte yaşıyor. Anneannem 85 yaşında. Sende tanıyorsun zaten hala genç ve dinamiktir. Son iki senedir gözlerinde bir problem olduğu için bulmaca çözemediğinden biraz canı sıkkın ama hafızası ve akıl sağlığı mükemmel olduğu için hayatımda gördüğüm en klas kadınlardan biridir. O kadar aklı başında ki... Bu televizyonda gördüğümüz kadın programlarındaki yaşlı kadınları görünce acaba bizim ailedemi bir tuhaflık var diye düşünmeden de edemiyorum, uzaylı ailesi gibiyiz hiç yaşlanmıyoruz neyse... :) Anneannemin kendisinden hiç taviz vermeyen bu klas tavırları ve akıl sağlığı, benim bu albümüme ilham kaynağı oldu diyebilirim. Bu albümün esin kaynağı onun yıllara karşı olan bu klas duruşu, yani bir nevi yaşlı bedenlere genç beyin aşılama operasyonudur. Eh tabi anneannem bu albümümü dinlermi hiç bilmiyorum ama 30 nisanda http://barangulesen.com/stillyoung.html sayfasından indirilebilecek. Umarım birçok kesimden, özellikle de elektronik müzik dinleyicilerinin dikkatini çekmesini umuyorum.
Aynı zamanda yine yurt dışında Reverbination Digital Music Distrubiton 'dan satışa çıkacak. Kayıt aşaması baya uzun bir süreye yayılıyor. Ankara İstanbul yolları ve şehirleri de buna dahil. Ama son aşamayı yani çalımları İstanbuldaki stüdyomda (CrMgYbK) gerçekleştiriyorum. Albümde BrN+ projemdeki gibi daha önce yaptığım müziklerin seslerinden de yararlanıyorum. Çalışırken bilgisayarımdan çıkan bütün seslerde buna dahil. Müziklerimi yazarken bütün sesleri kullanıyorum. Pek bir sınırım yok aslında. Kısaca still young albümü benim daha önce hiç duymadığınız, bugüne kadar yapmış olduğum yaşlanmış parçalarımın yeni seslerinden oluşacaktır..

-Teşekkürler Baran, bize vakit ayırdığın için.Yeni projelerin ve çalışmalarında başarılar diliyorum.
Teşekkür ederim.